PHILIPS EZİYET MERKEZİ



Yılların bildik markası güvencesiyle iki yıl kadar önce gidip bir 22” Philips led TV/Monitör satın almıştım. Aldığıma alacağıma bin pişman etti beni anlı şanlı Philips.

Çoğunlukla bilgisayar monitörü olarak kullansam da arada uydu yayınları falan izliyordum. Beş altı ay kadar önce su koy vermeye başladı meret. Karasal yayına ve bilgisayara bağlıyken sorun yoktu, sadece dekodırlardan haz etmemeye başladı baş belası TV.

Baş belası diyorum, zira aylardır servislerle uğraşıyorum.

Arıza da arıza hani; saatlerce kablo yayın izlemeye, bilgisayar kullanmaya bana mısın demeyen baş belası LED TV, dekodırlar üzerinden yayın seyretmeye koyulduktan yarım saat 1 saat sonra hiçbir şey göstermemeye başlıyordu. Ne Teledünya ne de DSMART yayınlarını seyretmek mümkündü. Denediğim bütün HDMI kablolarda durum aynıydı. Gidip yeni HDMI kablo bile aldım, sonuç değişmedi. Dekodırlar, kablolar sağlamdı, diğer televizyonlarda sorunsuzca çalışıyorlardı.

Arıza belli deyip Bakırköy servisine bırakırken, sadece dekodırlarda çalışmaz hale geldiğini açık şekilde izah ettim. Dekodırları yoktu, 3, 4 hafta kadar DVD göstericide falan denedikten sonra “Düzgün çalışıyor, arızalı değil” deyip geri gönderdiler baş belası TV’yi.

Yanılmıyorsam bu aradaydı, satışa koydum ama satılmadı. Satılmaması iyi oldu, alanı uğraştıracaktı bu sefer. Alan belki de arızayı bulmak için benim kadar uğraşmayacak ‘lanet olsun...’ deyip fırlatıp atacaktı baş belası TV’yi.

Elden gelen bir şey yok, ‘Belki tamirciden korkup düzelmiştir. Belki de ben yanlış bir şeyler yapıyorumdur, biraz deneyeyim bari’ dedim demesine de çok geçmedi zart diye aynı arızanın ortaya çıkması. Evdeki 3 dekodırda denemekle yetinmeyip götürdüm baş belası TV’yi kardeşimin dekodırına bağladım. Aynı hastalık orada da peydahlanıverdi.

Servisi aradım, “Ne yapayım, daha garantisi bitmemiş, atayım mı bu baş belasını? Bir çözüm bulması gereken sizsiniz, kullanamıyorum mereti” haklılığıyla ısrarcı olunca.

“Elimizden gelen bu, ne normal yayında ne DVD’de arıza yaptı. Dekodırımız olmadığından test edemiyoruz. Sizin dekodırı gönderin burada deneyelim” çaresizliğindeki teknisyeni dinlemek tek çözümdü.

Baş belası TV’yle birlikte dekodırı HDMI kablosunu falan gönderdim servise. Tabii arızanın peydahlanması çok sürmedi.

Teknisyen, “Burada bir şey yapamayız, merkez servise gitmesi gerekiyor” dediğinde, Philips merkez servis macerası başlamış oldu.

Birkaç hafta ses seda çıkmayınca merkez servisi aradığımda, başteknisyen arızayı tespit ettiklerini, kısa sürede sorunu çözeceklerini söyleyince epeyce umutlandım.

Günler geçiyor oturup beklemekle bir şey olacağı yok, arada bir arıyorum; telefona çıkanlar ‘biz bilmeyiz, başteknisyen bilir’ hallerindeler.

Birkaç hafta süren aramalarım nihayet sonuç verdi, bir türlü yakalayamadığım başteknisyeni yakaladım ve müjdeli haberi aldım. TV’nin tamir edilemeyeceğini, yenisini göndereceklerini söylediğinde daha daha umutlandım.

Umut fakirin ekmeği, ye ye bitmiyor.

Birkaç hafta da böylece geçti, televizyonun geldiği ettiği yok.

İşim ne, bir hafta 10 günde bir arıyorum aramasına da değişen bir şey yok.

Nihayet iki ay kadar önce servisin yanıtı değişti:

“TV’nin yerine yenisi verilemiyor, ücret iadesi yapılacak” açıklaması yapmaları üzerine hevesle atıldım:

“İyi yapın o zaman, banka hesap numaramı vereyim” dememle, “İade yapılacağı zaman biz sizi arayacağız” kestirmesiyle tıkadılar hevesimi.

Eziyete devam...

Bir hafta sonra aradım, “Onay bekliyoruz, biz size haber vereceğiz”.

On gün daha geçti, kendimizi anımsatmakta yarar var deyip çevirdik telefonu. Biraz daha yetkili bir ofis çalışanına aktardılar telefonu bu kez, fakat açıklama yine aynıydı, sadece ilgilenme boyutu genişlemişti: “Merkezden onay bekliyoruz. Onaylanınca hemen ödemeniz yapılacak”.

Elden ne gelir.

Birkaç gün sonra arayacağım. Korkum o ki, dünyanın öbür ucundaki ana merkeze havale edilecek bu iş. Aslında bundan daha büyük korkum, bir ya da 2 ay sonra falan işin içine Jüpiter’in, hatta daha daha beteri Andromeda’nın karıştırılmasıdır.

Ossuuun ben yine de umutluyum. Ye ye bitmiyor nasılsa...


Eyüp Şeker