Hemen hemen bütün ihtiyaçlarımı bu yolla sağladığıma bakılırsa, internetten çok alışveriş yaptığım açık.
Mutfak ihtiyacımı tamamen internetten karşılıyor, taze meyve sebze yüzünden haftada ortalama iki kez sipariş veriyorum. Markete ise ancak başka iş için dışarı çıktığımda yolumun üzerindeyse giriyorum.
Şaşkınlık ve çoğu kere de kızgınlık yaşamama sebep olan çok önemli bir sorun var: Bilgi eksikliği ve yetersizliği.
Böylesine yaygınlaşmasına ve azımsanmayacak deneyimler elde edilmesine rağmen, internet ticaretine halen daha uyum sağlanamayışı en büyük sıkıntıları yaratıyor. Bu durumun yıllardır devam ettiğine bakılırsa, başta büyük firmalar olmak üzere sanki kimse farkında değil.
Firmaların internet pazarlamasına uyum sağlayamadıklarının en önemli göstergesi, rafta görerek satın alan müşterilere dönük pazarlama yöntemlerini internette de sürdürmeleri, internet müşterisinin, görmeden dokunmadan koklamadan duymadan satın almak durumun olduğunu göz ardı etmeleridir.
Bilindik ürünler için hiçbir sorun yok fakat ilk kez satın alınacak bir ürün için bilgi fazlasıyla gerekli.
Aslında bu da tam doğru değil; çünkü özellikle bizim erkek milleti, ev mutfak işlerinden, dolayısıyla alışverişlerinden de hiç anlamadan evlenir, evliliğini sürdürür çoğunlukla. Sorun ise bir başına kaldığında başlar. Ne temizlik malzemelerinden anlar, ne de yemek malzemelerinden. Tabii ki herkesin aşina olduğu bildik ürünler vardır, fakat bunların her şey demek olmadığını çok çabuk öğrenmeye başlar bir başına kalanlar. İşte bu yüzden bilgilendirici birkaç temel bilgi arar insanlar, en azından ürünün fotoğrafındaki etiketinden medet umar.
Çeşit ve marka çokluğu tercih konusunu iyice karmaşıklaştırmaktadır zaten. Peki, hangisini seçmesi gerektiğine nasıl karar verecektir. Asıl soru budur işte.
Taze sebze meyve için pek anlamı yoktur fotoğrafın, çünkü ne kadar detaylı ve büyük olursa olsun pek fikir vermez. Bu yüzden sembolik küçük resim yeterlidir. Oysa ambalajlı ürünler için bilgi fazlasıyla gereklidir. Fotoğraf küçük tutuluyorsa, ürünle ilgili temel bilgiler sağlanmalıdır.
Örneğin şekersiz bisküvi ya da reçel, tatlandırıcılı mıdır yoksa meyve katkılı mıdır veya tamamen şekersiz midir, bunu görmek istiyor insan.
Bilgi eksikliğine TV, monitör gibi elektronik ürünlerde rastlamak ise hepsinden şaşkınlık verici... Üstelik en tanınmış markalarda bile.
LCD TV’lere bakıyorsun, en temel bilgileri göremeyince interneti alt üst etmeye başlıyorsun, hiçbir yerde yok. Nasıl olsun, firma dünyanın bir ucundaki kendi sitesine koymamış ki, satanlar da alsın tanıtımlarına koysun. Hem de en büyük firmalar yapıyor bunu. İyi de tüketici nasıl kıyaslayacak bu ürünü? Büyük mağazalarda yan yana dizilmiş onlarca TV arasından tercih yapar gibi seçemiyor, ne yapacak? Göremiyor ki seçeceğini, neye göre karar verecek? Tazeleme hızı, çözünürlük, kontrast oranları vs tek kıstası olmayacak mıdır?
Herhalde şey deniyor; ben ünlü markayım, benim görüntüm iyidir.
Üç dört ay önce ekmek kızartıcımı yenilemiş, bir türlü ısınamamıştım satın aldığıma. Mağazada görsem almayacağım bir kızartıcıyı seçmiştim. Büyük, kaba ve kullanışsız olduğunu şiddetle düşünmeye başlayınca başka bir tane alayım dedim. Küçük, derli toplu, pratik bir şey düşünüyordum.
Marka ve çeşit fazlalığının seçimi zorlaştırdığı bilimsel bir gerçek… Bu yüzden önce marka elemesi yapmak pek hafifletmiyor yükü. Çünkü iki satır bilgi girilmemiş pek çok ürün arasından seçim yapmak zorunda kalıyor insan.
En bilindik firmaların ürünlerine bakıyorsun, bilginin kırıntısını göremiyorsun. Gidip kendi sitesine bakayım diyorsun, ne gezer, orada da yok. Zaten olsa alışveriş sitesi alıp kendi sayfasına koyar.
Ürünün eni, boyu, yüksekliği, ağırlığı ne kadardır, hangi kalınlıktaki dilimlere uygundur belli değildi. Buna rağmen satın aldım ama hiç ummadığım kadar küçük olduğunu görünce iade etmek zorunda kaldım. Standart tost ekmeği dilimlerine uygun küçük ve pratik bir kızartıcıydı. Evde doğranmış dilimler biraz zor sığardı…
Aslında poğaçasından sandviçine pek çok şeyi kızartacak, küçük derli toplu bir şey arıyordum.
İyi de ben nasıl yapacağım seçimimi?
Fotoğraflar, yetenekleriyle ilgili fikir vermekten çok uzak kaldığına göre bana teknik bilgi lazım. Üreticiler ise bunu umursamaz durumdalar.
Bu şartlarda tek çare var: Bir mağazaya gidip ürünleri inceleyip fiyatlarını öğrendikten sonra eve dönüp kıyaslayarak siparişimi vereceğim, ya da daha düşük olduğunu görüp gidip mağazadan alacağım.
Bununla uğraşamayacağımdan, ilki gibi yenisini de internetten satın aldım. Beğenmediğim için bir kez daha kargo ücreti ödeyip iade ettikten sonra bir başkasını seçerek satın aldım ve bir daha kargo ücreti ödedim. Böylece internetin sağladığı düşük fiyat avantajı uçup giderken çok daha pahalıya sahip olabildim ekmek kızartıcısına. Kısacası astarı yüzünden pahalıya geldi.
Biz şöyle iyi bir markayız, böyle güzeldir ürünümüz lafazanlıklarınız sizin olsun, çünkü hiç kimse bunları okumakla uğraşmıyor, hemen herkes vakit kaybı sayıyor.
İnsan internette uzun pazarlama gevezeliklerini kesinlikle duymak istemiyor. Bunun yerine kısa ve öz bilgi aranıyor.
Bütün bunlardan sonra diyorum ki, bilgi girin kardeşim bilgi, hasta etmeyin adamı.
Eyüp Şeker