YEMİŞİM KİTABİLİĞİNİ

KARDEŞLİK, BARIŞ VE "CİK CİK CİK", SEN SAVUR BU RÜZGAARDA ÖZGÜRCE SAÇLARINI


Sanmam ya; emmek doyurdu mu, yer yer doyar belki.

İşin aslı; parayı seven de yenmeyeceğini bilmeli, yoksa kaçınılmazdır yapışır kalır o kağıtlara sinek gibi.

Tuhaf; yaşanırken terörün ve kaosun hası, herkes geçirilirken sıradan kılıçtan, insanlar sorgusuz sualsiz kaldırılırken ortadan, dönüşmüşken ülke korku imparatorluğuna, haalaa demokrasi ve özgürlük görenin ya aklından ya da ahlakından zoru yoksa nedir derdi.

Daha da tuhaf; hele de inanıyorsa bütün bu katledişlerin demokrasi ve özgürlük için olduğuna, ifade etmeye yeter mi tuhaf, hatta çok çok tuhaf, bilmem ne demeli!

Şaşırtıcı; bastığı zemin hızla kayarken ayaklarının altından, akıl alır mı hesapta ayar verirken o çarkları beslemeyi.

Enteresan; varmış demek bir hiç olduğumu bilmeyen biri.

Bilmiyor; öğrenecek demek ki, hiç ciddiye ve kaale alır mı insan beni, bir zamanlar eskinin baş postallısı bu yüzden önüne gelenden yemişti çuvalla fırçayı.

Şaşırtıcı; bir de bilmiyor dünyanın en zengin insanı olduğumu…

İlginç; sanki bu yüzden vurmamıştım beş metrekare yere kilidi, çıkarken de almıştım ceketi, bir de bir de…

Aman boş ver, anlatmaya değer ancak kıymetini bilene.

Bulmuş o zaten sevmeyi ve sevdirmeyi çok seven muktedirleri, hem sevecek hem de sevdirecek kendini.

Aman ya, geçelim hepsini.

Bir kez daha hatırlatırım ki, ben bir hiçim.


Eyüp ŞEKER

.