OKUDUĞUNU SEÇEN İZLEDİĞİNİ NEDEN SEÇEMİYOR?
Bugünlerde ‘Anlama/dinleme’ hallerinde kalmayı yeğlediğimden TV’de haberlere fazla takılmayıp gazetelerle yetiniyorum. Bu hallerdeyken aklıma takıldı; ilk seçmeli, yani tıklamalı haber servisini hangi TV başlatacak düşüncesi.
Şöyle ki, TV’nin karşısına kurulup kumandayı elime aldığımda seçtiğim haberleri sunmalı bana sunucu. Hemi de canlı canlı, olta balığı hesabı…
Nereden mi takıldı bu düşünce kafama?
Gazete okurken seçerek okuyabiliyor ama TV’nin karşısındayken önüme atılanların hepsini yemek yutmak zorunda kaldığımı düşündüğümden tabii ki. Yani, seçme veya atlama şansım ve de imkanım hiç yok.
Kısacası ‘Ötekilerini izlettirme, oku bakim istediklerimi…’ demeli, diyebilmeliyim di mi.
Ve böylece ikinci ve de müthiş bir imkana daha kavuşmuş oluruz.
Ne mi o?
Şu:
Yalakalıkta akıl almaz erişilmezlikte bir zirve yakalayan vıcık vıcık yağa bulanmışın, havuz problemi çözmüşçesine ayağa fırlayıp “Hocam hocam, ben biliyorum, söyliiim mi” demelerle saçtığı denetim fikrini, yurdum koyunları olarak da şahsen bir başımıza bile uygulayabiliriz. Di mi ama…
Böylece özellikle başgüdücünün sevgisine fazlasıyla mazhar oluruz di mi yani…
Az buz imkan değil yani.
Nasılsa ne edip ne etmediğimizi ve de her şeyi bilme yapılandırmasını başarmış, aldığımız nefesi, saldığımız osuruğu görüp duyabilme, uçan kuşu geçtik, uçmayan kuşun bile uçtuğunu belgelendirebilme gücünü elde etmişlere, ne iyi, ne uslu, ne söz dinler kullar olduğumuzu gösteririz di mi…
Böylelikle başgüdücünün sevmediği yayınları yapanları, biz yurdum koyunları şahsen denetlemiş, elemiş, sansürlemiş oluruz.
Ne muhteşem, hatta muhteşem ötesi bir imkan di mi!
Vay be, ne akıl etmişim be züüppeeer aklımla!
Eyüp ŞEKER
.