DÜN GECE...



İlk kez bir göktaşını bu kadar yakından gördüm.

Marmara üzerinden epeyce dar açıyla gelip upuzun kuyruğuyla, ışıklar, kıvılcımlar, dumanlar saçarak birkaç saniye içerisinde karşı binanın arkasında kayboldu. Kartaltepe'nin, en çoğu Veliefendi'nin oralara düştü sanki. Belki de çok daha yakına...

Aşırı nemli bu gökyüzünde, alevinin kızılını sarısını, kıvılcımlarını, dumanlarını, bitmek bilmeyen kuyruğunu gayet belirgin şekilde görebildiğime göre uzağa düşmüş olamaz. Veya daha büyük değildir... Çünkü görüntüsü çok canlıydı... Uzağa düşen daha büyük göktaşı olsa alevlerini, kıvılcımlarını, dumanını böylesine net görmem imkansızdı. Canlı gibiydi, havai fişekleri aklıma getirmişti...

Bir fındık kadardır, en çoğu ceviz büyüklüğünde... Yere düşecek parçası kalmayacak kadar yanmıştır muhtemelen. Bezelye kadar kalanı yere ulaşmayı başarmışsa bile bulunması imkansızdır sanırım. Burası bembeyaz karların uçsuz bucaksızca uzandığı Antarktika değil ki, birinin gözüne ilişsin. Bin bir türlü karmaşanın kim bilir hangi birinde yitip gidecektir.

Çok kişi gibi daha önce göktaşı düşüşlerine denk gelmiştim fakat hepsi, genel deyimle 'yıldız kayması'na tam uyan, kuyrukları zar zor seçilen minik ışıklardı. Hiçbirinde insanı heyecanlandıracak bir şey yoktu. 

Bugünlerde göktaşı kaymaları yaşanacağından haberdardım ama pek aldırmamıştım. Daha önce görüşü iyi yerlere gitmesine gitmiştim de, beklerken sıkıntıdan patlamak yüzünden isteksizleşmiştim.

Serinlemek, bir de sigara içmek için balkona çıkmış, şezlonga oturup bacaklarımı balkon korkuluğuna uzattıktan kısa süre sonra gözüme ilişince çığlıkla yerimden fırlamıştım. Karşı otoparkın kaldırımına sandalye atıp gevezelik edenler 'Ne oluyor bu manyağa' bakışları atınca, önce söyleyeyim istedimse de geçtim yerime oturdum. Neyi nasıl anlatacaktım... Bir süre daha bekledim başkasını görürüm umuduyla, denk gelmedi... Kızların, müthiş geçen Brezilya maçı çoktan başlamıştı, içeri girdim.

Eğer Regatta'nın terasında veya sahildeki banklardan birinde oturuyor olsaydım bu eşsiz görüntünün doyasıya tadını çıkartabilirdim.

Sağlık olsun.

Ya da...

Çok yakınıma düştüğü için oradayken sadece gelişini görür, yere yaklaştıkça yoğunlaşan havanın artırdığı sürtünme yüzünden şiddetlenen yanmayla oluşan buradaki eşsiz görüntüleri kaçırırdım belki de... Kestirmek mümkün değil, kim bilir nereye düştü.

Kıymetini bileyim.



                Eyüp Şeker