YUTALIM MI YUTMAYALIM MI?


YUTMAK YA DA KAFAYI YEMEK, İŞTE BÜTÜN MESELE BU

Dört sene okumama rağmen liseyi bile bitiremeyip ikinci sınıftan kapı dışarı edilmiş biri olarak tıbbi konularda ahkam kesemeyeceğimi çok iyi bilen biriyim, fakat hekimlere ve uzmanlara “Amacınız nedir, insanlara kafayı yedirmeye mi çalışıyorsunuz?” sorusunu sormaya hakkım olduğunu da çok iyi biliyorum.

Birkaç hafta önce bir TV programında, E vitamini kullanma alışkanlığının çok yüksek olduğu ABD’de –yanılmıyorsam 20.000 kişi üzerinde (yoksa 2.000 miydi)- yapılmış bir araştırmadan söz edildi. Deneklerin yarısına plasebo, kalanına da E vitamini verilmiş. Sonuç çarpıcıymış; plasebo alanlarda hiçbir sıra dışılık, daha da önemlisi sağlık sorunu tespit edilmezken, E vitamini alanlarda pek çok olumsuzlukla ve ciddi sağlık sorunlarıyla karşılaşılmış ama hiçbirinde ekstra bir iyileşme etkisi görülmemiş.

Yoksa sizler duymuyor musunuz bizlerin duyduğu bu ve benzeri bilimsel açıklamaları? Duyuyorsanız neden ve neye dayanarak haalaa vitamin tavsiye ediyorsunuz?

Bu araştırmaları yapanlar kim, sizler kimsiniz? Bu araştırmaları yapıp sonuçlarını açıklayanlar Marslı, inceledikleri de Marslılar mı?

Hanginize inanalım?

Sanki “Vitaminlerdeki büyük tehlike” içerikli bilimsel açıklamalar bir bir peşi sıra yapılmıyormuş gibi, haalaa ekran ekran gazete gazete dolaşıp “E vitamin alın…” tavsiyeleri yapanlarınız var.

İşte sizlere sormak istiyorum: Siz ne yaptığınızı sanıyorsunuz?

Peki ya diğerleri ne yaptığını sanıyor? İnsanlara kafayı yedirmeye mi çalışıyorsunuz?

Sormak hakkımız. Çünkü sağlığımız için koştuğumuz hekimlerimizsiniz… Ne iyidir ne kötüdür araştırıp bulan uzmanlarsınız… Yok başka gidecek yerimiz. Bizlere önemli bir açıklama borçlusunuz.

Sizlere sormak hakkımız: Amacınız nedir? Ne yapmaya çalışıyorsunuz?

Bir kısmınız “Aman dikkat, sağlıklıysanız, herhangi bir vitaminin eksikliği tespit edilmemişse, vitaminlerden uzak durun, hiçbir yararı yok. Aksine, bunları kullanma alışkanlığınızla kansere varıncaya kadar pek çok hastalığa yakalanabilirsiniz” derken, bir kısmınız da haalaa “Şuna buna faydası var, vitamin alın…” demektesiniz.

Bu soruyu sizlere sormak hakkımız: Hiçbir vitamin eksikliği olmayan sağlıklı insanlarla ilgili olarak hanginizin söylediği doğru?

Sigara içki içmediğini, hatta sigara dumanlı ortamlardan bile uzak durduğunu, yediğine içtiğine fazlasıyla dikkat ettiğini, sağlığına titizlendiğini, kürleri saunaları sevdiğini, elinden geldiğince güneşten uzak durduğunu sık sık tekrarlayan birinin, cildinin böylesine pürüzsüz ve pamuk gibi olmasını vitamin tabletlerine borçlu olduğunu sürekli olarak tekrarlaması sizler yüzündendir. Kendisini tam manasıyla pamuklar içinde tutuyor ve tersinin mümkün olmadığını düşünmeksizin pamuk gibi olmasını vitaminlere bağlıyor. Elinde geçerli hiçbir şey, en küçük dayanak yokken, kast ettiği iyileşmenin vitaminlerden olmayacağını aklına bile getirmeden, bu etkilerin yiyecek içecek alışkanlığı, yaşam tarzı gibi sayısız şey tarafından sağlandığını/sağlanabileceğini düşünmeksizin, vitaminlerin kendisine yaradığına inanmayı sürdürüyor ve rahatça herkese tavsiye edip duruyor iyi geldiğini zannettiklerini.

Sizler yüzünden insanlar birbirlerine, yazarlar okurlarına, programcılar seyircilerine tavsiye edip duruyor vitaminleri.

Ve insanlar her okudukları yazıdan, her seyrettikleri programdan sonra eczanelere koşturup kutu kutu vitamin satın alıyorlar.

Ve o eczacılar da aynı yazarları okuyup aynı programları seyrettiklerinden, kutu kutu vitamin satın alanları uyarmak akıllarına gelmiyor.

Üstüne üstlük epeyce eczacı ve hatta pek çok hekim, haalaa, ne miktarda alınırsa alınsın suda eriyen vitaminlerin fazlasının idrar yoluyla atılacağını düşünüyor. Geçenlerde bir eczacı “Suda eriyen vitaminler ne kadar alınırsa alınsın fazlası atılır” diye öyle bir diretti ki, çenemi kapatmaktan başka çare göremedim. Ne böbreklerin kapasitesini, ne de alınmış fazla miktarı atacak kadar su içilemeyeceğini aklı almıyordu.

Bu dayanaksız ve yanlış inançların sorumlusu sizlersiniz ama daha da önemlisi, eğer yanlış ve dayanaksızsa, bu inançları, bu yerleşik yargıları değiştirecek ve değiştirmesi gereken sizlersiniz.

Vitaminlerin masum ve yararlı olduğuna böylesine yaygın ve güçlü şekilde inanılmasının sorumlusu sizlersiniz.

Çünkü sizler “Vitamin tabletleri yararlıdır” dediğiniz için insanlar yararlı olduğuna inandılar ve öyle zannetmeye de devam ediyorlar.

Yutalım mı yutmayalım mı?

Evet, size soruyorum; yutmaya devam edelim mi etmeyelim mi?

“Her sabah 1 tablet”e devam mı, yoksa ”Hiçbir yararı yok, sağlınızı bozabilir. Aman uzak durun” yaftalarını artık asalım mı tablet kutularının üstüne?

Ne yapalım? Tabletleri yutalım mı yutmayalım mı? İki arada bir derede bırakabilir misiniz bizleri? Deli divane mi edeceksiniz milleti?

Ne yapalım?

Size soruyorum, çünkü soracak başkası yok, çünkü sormamız gereken sizlersiniz.

Vitaminler yararlı mı değil mi?

Bizler meyve sebzeden aylarca yoksun kalan Ortaçağ denizcileri değiliz ki iskorbütten kırılalım. Büyük çoğunluğumuz yiyecek çeşitliliğini sağlayacak durumda. Çünkü vitamin tableti alan bizler yeterli gelir düzeyine sahibiz, yani çeşitli yiyecekleri düzenli olarak zaten alıp tüketiyoruz.

Açlık ve kıtlık sınırında yaşayanlar ve yoksullar, yani yalnız vitamin değil her türlü besinin eksikliği çekenler, zaten vitamin tableti alamazlar ve zaten akıllarına bile gelmez, bütün dertleri bir parça ekmektir. Ama siz yoksullara, açlıkla boğuşanlara değil, biz tuzu kuru sayılanlara tavsiye edip duruyorsunuz vitamin tabletlerini.

Alkolik falan değilsek, bir takım hastalıklardan kıvranmıyorsak, vitamin eksikliğimiz yok demek değil midir? Bu durumda vitamin tableti kullanmalı mıyız yoksa kullanmamalı mıyız?

Soru çok net ve açık: Herhangi bir sağlık sorunumuz yokken vitamin tableti almalı mıyız?

Bir kısmınız “Vitamin almalısınız” diyorsunuz bizlere.

Bir kısmınız ise “Hayır, çok tehlikeli…” demeye başladı ne zamandır.

Ortaçağ denizcileri olmadığından taze meyve sebzesi eksik kalmayan, açlıkla yoksullukla boğuşmadığından bir parça kuru ekmek bulduğunda bayram etmekle hiç işi olmayan, eti sütü tavuğu balığı fasulyeyi pirinci bulmakta hiç sorun yaşamadığından yoksunluk çekmeyen, yani bütün derdi tasası “Bugün ne yesem?” olan bizler ne yapmalıyız?

Daha sağlıklı olacağım derken canımıza mı okuyoruz, yoksa dirileşip dinçleşiyor muyuz? Ne oluyor bize?

Yemininizin ve bilimin sizlere yüklediği sorumluluğu yerine getirip en azından “Vitamin konusu kuşku götürmez şekilde kesinleşip netleşinceye kadar uzak durun” diyecek misiniz?

Bunu yapacak mısınız?

Yoksa…

İnsanlara kafayı mı yedireceksiniz?




Eyüp Şeker

10/12/13 Mayıs 2008