Dizüstümün tavsiyesi antivirüs yazılımım haberin olsun, kafayı geçirmem an meselesi.
Geçerli aboneliğim olmasına rağmen kendi kendine devre dışı kalıyor, uzun süre ‘Bilgisayarın risk altında’ ‘Aboneliği Yenile’ mesajları veriyorsun ve hiçbir şekilde tekrar ‘ETKİN’ hale getirilemezken, aniden ve de yine kendi kendine etkinleşip ‘Bilgisayarın Korunuyor’ mesajı veriyorsun.
Sen ne halt yiyosun!
Ve bunu dizüstümde yapman kat be kat çıldırtıyor beni, iyi bil.
Onca saat boyunca bilgisayarımda ne haltlar karıştırıldığı hakkında en küçük fikrim yok, olamaz da. Bilgisayardan çakmamakta direten biriyim, malum.
Yediğin kalayın haddi hesabı yok bilesin.
Kaç kere “Bir daha seni alanın…” dediğimi saymadım…
Ben anlamam “Benden değildir, başka sebeptendir, mikro mahlukatları üzerine salanların marifetidir. Şunu bunu yerleştirip, bunu şunu çalıyorlardır.” bahanelerinden.
“Onu bunu uzak tutacağım, şunu bunu yerleştirip bunu şunu çalmalarını engelleyeceğim” diye alıyorsun caanım paracıklarımı.
İşini yap, işini…
Yahu ben mi yanlış anımsıyorum, daha yeni satın almadım mı şaşkınlığını kenara bırakıp gözüme soktuğun ‘Abone yenileme’yi tıkladık, açtık üyelik bilgilerini. Aha, derya kuzusu gibi 3 kullanıcılı aboneliğimiz var, hemi de Şubat 2012’ye kadar. 2 bilgisayar da etkin olarak gözüküyor.
Geçtik masaüstüne. Oradaki gayet normal, 13.02.2012’ye kadar abonelik geçerli gözüküyor. Oradan da ulaştık üyelik bilgilerine, bu durumu onaylayan bilgiler aynen çıktı karşımıza.
İyi de bu dizüstünün derdi ne o zaman. Geçtik başına, ‘Devredışı Bırak’ı tıkladık, sonra yeniden ‘Etkinleştir’dik. Değişen bir durum yok, eski tas eski hamam. Tekrar devre dışı bırakıp yeni bir bilgisayar olarak kaydettik. Yine aynı... Ne yaptım ettim kurtulamadım lanet mesajından. Belki düzelir umuduyla bilgisayarı yeniden başlattık, ne mümkün, olmuyor olmuyor.
Saç baş yolmaya daha fazla katlanamayıp kapattık dizüstünü. Salim kafayla bakarız dedik.
Ertesi gün açtık masaüstünü. Onun da tarayacağı gelmiş, ‘Tarama’ya başlamış.
Be kardeşim bu ne biçim taramadır, saat 10:00’da başladın, saat oldu 18:17 ancak % 44’e gelebildin. Neler oluyor bi de hele desem, nafile. Bu sen misin, yoksa hizmette kusur etmediği efendisi hesabına senin maskenle bi takım haltlar karıştıran mikro mahlukatlar mıdır, belli değil!
Anlamam ki!
Of ya, bu ne iştir!
Bi anlatan çıksa da rahatlasam…
Bir ara modemi kapatıp “Bu mahlukatlar aynen yedekler gibi ne var ne yok her şeye kalk gidelim mi yapıyorlar yoksa? Ya da tersi, malı koyup var olanları mı değiştiriyorlar?” kuşkusunu test edeyim dedim. Hiç tınmadı tarama, modem kapalı olduğu saatler süresince aynı temposunda devam etti.
Bu ne ya, bu ne biçim taramadır.
Kabul, 1 terabayttan fazla veriyi taramak dakikalık iş değildir de, bu kadarı fazla yani. Ne ediyon, pösteki sayar gibi baytların her bir bit’ini tek tek kaldırıp altına mı bakıyon, ne ediyon? Bakmışken atomlarla elektronları içtimaya çekip hallerine baksaydın bi zahmet…
Sabaha karşı 04:00’da %93 olmuştu, ne halin varsa gör deyip bıraktım.
Sabah açtık monitörü, baktık hallerine, ‘Asayiş gayet berkemal. Hiçbir mikro mahlukat bulunamadı’ diye rapor ediyosun.
Sana bakılırsa benim masaüstünde asayiş hep berkemal, en küçük kuşku işareti bilem yok. O zaman bilgisayardaki acayip haller nasıl oluyor da oluyor? Özellikle klavyeler sürekli neden sapıtıyor? Söküp öbürünü, öbürünü söküp berikini takmaktan, sürücülerini kaldırıp yenilenmesine katlanmaktan imanım gevriyor burada. Ya o harici sabit diskteki hallenmelerin hali nedendir?
Bi geçirecem kafayı, göreceksin Hanya’yı Konyayı…
Lanet olsun deyip açtık modemi, baktık işe güce.
Daha sonra geçtik dizüstüne. Aynı lanet terena devam ediyor ama ‘Bilgisayar tehdit altında. Aboneliği yenile’ye bir şey daha eklenmiş: ‘5 gün sonra sona erecek’. Haydaaaa, bu da nesi! Şunun şurasında birkaç hafta oldu aboneliği yenileyeli, bu da nereden çıktı!
Aslında ‘5 gün sonra…’ uyarısı sayesinde çözebildim dizüstündeki meseleyi.
Kırk yıl düşünsem aklıma gelmez. 13.02.2012 tarihine kadar geçerli 3 kullanıcılı aboneliğim olmasına rağmen, geçen yıl ödeme yaptığım kredi kartının son kullanma tarihi yüzünden 9.4.2011 tarihinde korumamın sona ereceği mesajını veriyormuşsun.
Kardeşim sana ne benim ödemelerimi neyle nasıl yapacağımdan? Günlerdir saç baş yolduruyorsun bana. Satın alınmış geçerli bir ürün varken nasıl edip de 5 gün sonra aboneliğimin sona ereceği mesajını verirsin! Kafana saksı mı düştü? Otomatik yenileme yapılacak kartın son kullanma tarihi yüzünden bu mesajı verdiğini açık etsene, ne diye aboneliğin bitecek mesajı verirsin? Sanal kart denilen şeyden haberin yok mu senin? Hep aynı karta bağlı sanal kartı kullanmaya neden zorunlu olayım ve neden çetelesini tutayım? Önce sanal kartıma para yükleyip sonra abonelik ücretini ödemek için siteye gireceğim neden aklına gelmez?
Veya kartımı iptal ettirdiğim/edildiği ve buna bağlı kartın da otomatikman yok olduğu neden gelmez sivrilik dolu o aklına? Diyelim ki gelmiyor, kart bilgilerini neden saklıyorsun? Diyelim ki saklıyorsun, ‘Bilgisayarın risk altında’ mesajıyla ortalığı ayağa kaldıracağına, neden ‘Kartınızın son kullanma tarihi yüzünden aboneliğiniz otomatik olarak yenilenemeyecektir. Kart bilgilerinizi güncelleyin’ falan demezsin? Kartın son kullanma tarihi geldi diye ‘Bilgisayarın risk altında’ mesajı verip dururken asıl meselenin kredi kartı olduğunu neden açık etmezsin?
Geçen yıl başka, bu yıl başka karta bağlı sanal kartla neden ödeme yapamayayım? Farklı kart farklı son kullanma tarihi demek, geçen yılkini hatırlarken bu yıl ödeme yapılan yeni kartı ve son kullanma tarihini neden ve nasıl hatırlamazsın? Ödeme yapılmamış bir kartın son kullanma tarihini hatırlamak da neyin nesi? Diyelim ki aşık oldun, bir türlü unutamıyorsun kartımı, daha dün yapılan yeni ödemeyi nasıl yok sayarsın? Kafana saksı düşmediyse, kıçın başın açıkta mı kaldı?
Bi geçirecem kafayı, göreceksin Hanya’yı Konyayı…
Süre bitimine yakın bin kere uyarıyorsun zaten, neden kart bilgilerimi paylaşayım, ya da sanal kartıma o tarihte otomatik limit yenileme talimatı vererek otomatik yenileme faaliyetlerine kapılayım? Günü gelince yenilerim veya yenilemem, o gün gelsin bi hele bakarız. Gelirse…
Ve hepsinden önemlisi, satın alınmış geçerli bir yazılım varken, bütün bu saçmalıklar yüzünden ‘Bilgisayarın risk altında’ mesajlarıyla nasıl terörize edersin ortalığı!
Güvenlik yazılımı mısın bela mısın, bi de hele!
Diyemezsin… Çünkü basitlik, yalınlık ve pratiklik denen şeyi unutup gitmişsin.
Bütün bunlardan çıkarttığım şu ki, bilgisayardan çakmamak büyük dert, bilgisayardan çaktığını sananlarla uğraşmak çok daha büyük dert.