İleri demokrasici matematik profesörü falan olma halinden mahrum olunca, tatminli ileri demokrasinin hallerini çakıp “Aptallık”la tatminlenecek halimiz olmuyor haliyle.
Bu cahillik halleriyle bize de kala kala birtakım sorusallar sormak kalıyor haliyle.
Oof oof, şimdi ileri demokrasici matematik profesörü olmak vardı.
Basmıyor kafa tabii.
Oof oof, şıppadanak çakıp yakalamak vardı “Aptallık”ı.
Basmıyor kafa...
Ne edelim, kıskanmakla yetinelim…
Batsın bu cahillik.
Ben doğarken, hemi de yaşarken ölmüşüm.
Hüüüünnggüüüüüürrrrr...
Kıskana kıskana oturudururken çakmayış hallerimi açmak kalıyor geriye haliyle:
Önceki yol kazasından ders çıkartıldığından tek şifre kullanılmayarak pek çok öğrencinin aynı soruları yanıtlamasıyla ‘Şifreli Sınav’ın kolayca çakılmasını engellemek için mi birden fazla şifreleme yapıldı?
Her kitapçıkta hangi şifrenin geçerli olduğu kitapçığın bir yerlerinde mi şifrelendi? Örneğin 1. veya 10. ya da sonuncu soruda…
Değilse, cevap anahtarları nasıl servis edildi?
Hangi kitapçığın nereye gönderileceği belirlenerek -bu işin piri kesildikleri örnekleriyle malum- oralarda sınava girecek seçkin öğrenciler gruplar halinde mi eğitildi?
Durum böyleyse, hangi öğrencinin nereyi kazanmasının hedeflendiği de kararlaştırılmış mıdır?
Milli eğitimin bir türlü yapamadığını yapıp kimin doktor, kimin hukukçu, kimin subay olacağını daha başından mı belirliyor ileri demokrasiciler?
Önceki gibi bir sızıntıyla karşılaşıp yol kazası yapmamak için büyük hassasiyet içinde çok güvenilirliğinden kesin emin olunan çok kısıtlı bir çevreyle mi yetinildi?
SON SÖZ: Altın nesil çalışıyor, ileri demokrasi kazanıyor.
Benim gibi çakmayanlar da çakarak oturuduruyor.
Eyüp Şeker