‘YEMİNLİ GÖRMEZLER’ LAFINI DİLLERİNE DOLAYANLAR DEĞİL MİDİR ASIL ‘YEMİNLİ GÖRMEZLER’



Geçen gün, Beyoğlu’ndaki masaların kaldırılıp müzisyenlerin yasaklanması konuşulurken biri ısrarla “Neden 9 yıldır bir şey yapmadılar da şimdi yapıyorlar!” deyip duruyordu.

“Nasıl yani, yapmadılar mı! Ne yapmaması, daha ne yapacaklardı, adım adım aşama aşama ilerliyorlar işte” itirazlarını ise bir türlü anlamıyor, takılmış plak gibi “Ama 9 yıldır bir şey yapmadılar” deyip duruyordu.

Görmezlik değilse nedir bu?

“İyi şeyler de oluyor ama yeminli görmezler görmek istemiyor” lafını dillerine dolayanlara sormak gerekiyor; “Asıl görmezleşmek bu değil midir?”

Dikte ettirilen ise şuydu:

“Demokratik görevini yerine getirerek oyunu verdin işin bitti, sakın ötesine berisine, şusuna busuna karışayım, sesini çıkartayım deme, yolarım tüylerini, kopartırım kafanı”dan ibaret ‘sandık demokrasisi’ kafalar kırılıp kopartılarak dikte ettirilirken, her yana saçılıp yerleştirilen salya salan ‘Pavlov’un köpeği’ görüntüleriyle de ödüllendirme mekanizmalarının belletildiği ileri demokraside; ‘iyi şeyler’den kast edilen o şeyler, yaşam kalitesini artırmış mıdır, yoksa!

Ne haldedir, ne kadar iyileşmiştir demokrasi?

Ne kadar artmıştır yaşam kalitesi?

Bu ve benzerlerinin yanıtları çok mu görünmezdir?

Şu anda dikte ettirilen ise:

“Bize hep ibadet gizlidir diye dayattınız. Asıl gizlenmesi gereken içki içip sarhoş olan sizlersiniz. Günahınızı ortalıkta işlemeyin, gidin kapalı yerlerde çalıp oynayın, alem yapın, istediğiniz kadar zıkkımlanın, evinizde içip zıbarın”dır.

Çok mu anlaşılmaz!

Çok mu görünmez!

İyi de ne zamana kadar!

Ayağınıza basılıncaya, boğazınız sıkılıncaya, ip boynunuza geçirilinceye kadar mı!

Neden!


Eyüp Şeker