Cemaatistanın komutanlarının yolu tamamen açılıyor.
Bodrum paşası da Ankara Paşası yapılır artık.
İstifaymış, emeklilikmiş, ne bekleniyor sanki, hepsini sallandırmak lazım bu hainlerin! Büyük devlet ve hükümet ve İslam büyüğü demişti ya: “Bunlar görevdeyken Allah korumuş bizi”.
Bu hainlerin hapistekilerini de hemen sallandırmalı Taksim’de, daha istifa etmeyenleri de 10’ar 20’şer ipe çeksinler! Her şeyin, bütün kötülüklerin başı bu hainler lüks içinde yaşıyormuş Ankara’da zaten, öyle diyor bir hükümet ve devlet ve din büyüğü. Bu hainlerin kökünü kazıyacak inşallah güdücülerimiz.
‘HAYALDİ GERÇEK OLDU’
Hukuk demokratikleştirildi, seçim demokratikleştirildi, eğitim demokratikleştirildi, medya demokratikleştirildi, iletişim demokratikleştirildi, spor demokratikleştirildi, dünyayı şişeden görenler demokratikleştirildi, ordu demokratikleştirildi.
Gıkını çıkartan zaten baştan beri anında demokratikleştiriliyor.
Vay be, demokratikleşme müptelası yapıldık.
KAZANMAYA DOYMAYAN DEMOKRASİDE
Otomatiğe bağlandı her şey;
bilen öğrenci daha en başında nereyi kazanıp bitirerek hangi devlet dairesine gireceğini,
istenmeyen kararı çıkartan yargıç anında nasıl uçurulacağını,
öncesi ve sonrasının hiçbir aşamasında denetlenemezleşen seçim sisteminde kim hep kazanacağını,
medya hangi düdükleri çalması gerektiğini,
izinsiz soluk bile alamayacağı konusunda fazlasıyla bilinçlendirilmiş ‘Benim memurum’lar nasıl hizmet etmesi gerektiğini,
gıkını çıkartan hangi zindanların konuğu yapılacağını,
ve saymakla bitmeyecek ve ve ve
biliyor, hem de çok iyi biliyor artık.
Kazanmıştır kazanmaya doymayan demokrasi çünkü.
Sivilleşme sayıp ileri demokrasinin zaferi olarak kutlayabilir koyunluğunu bilen bilmeyen bütün yurdum koyunları karpuz keserek.
SADECE YOZLAŞTIRMAZ
Güç şımartır, mutlak güç mutlaka şımartır.
Yalakalarla güce tapanlar ve hda’lar bilinirdi de, tarih bir şeyi daha kalın harflerle yazacak; her devrin güç güzelleştirmecisi “Etliye sütlüye karışmam abi”ci çiçeklerle böceklerin nasıl alikıran baş kesen kesildiğini.
Sayı sayan at der ki; unutmamalı şekercikler, köprülerin altından suların durmaksızın aktığı, hep baş başa kalındığı diyardır bu diyar.
Ve unutmamalı; dememeli hep sevdiğim efendidir, kış demem tavuğuna, dolanmam savurduğu baltanın etrafında; sap döner keser döner, hep sevendir efendi, belli mi olur kimi sever…
Sabır çocuğum sabır…
Eyüp Şeker